Rehberlik , neşelidir , zevklidir , eğlencelidir , yani kısaca bir insanın aklını yerinden oynatabilecek her türlü özelliğe sahiptir ( bizim de zamanında aklımız yerinden oynamıştır , şu an bile yerine geldiği şüphelidir ) . Rehberlik yaparken 3 şey sizi çok şaşırtır , birincisi herkesin milyarlar ödeyerek 1 hafta kalabildiği , 5 yıldızlı otellerde ve 1. sınıf tatil köylerinde minimum 4-5 ay aralıksız kalırsınız ( otel sahibinden ve ailesinden bile daha fazla :) ikincisi harbi iyi para kazanırsınız ve sırasıyla konaklamaya , yol parasına ve yediğiniz içtiğiniz hiçbir şeye para ödemezsiniz ( kazandığınız paranın tamamı size kalır :) üçüncüsü ve bizim blogumuz için önemli olan kısmı yıl boyunca herşey dahil sistemde yaşar , sabah öğlen ve akşam yemeklerinizi açık büfeden yersiniz . Açık büfe tehlikelidir , insanlar bir haftalık tatilleri boyunca 3-4 kilo alıp dönmekte ve 4-5 ayda maximum 20 hafta olduğunu ön görürsek , bir yaz sezonunda 60 - 80 kilo alınabilmektedir :))) İlk hafta sizde otelde diğer müşteriler gibi görmemiş gibi dolaşarak , yemeklerde 2-3 tabakla masalara dönebilir , salatalardan sadece amerikan , italyan salata alır her gece de kısırla devam ederseniz , ertesi gün hava sıcaklığı 40 -45 dereceyi bulduğunda doğal ortamından kopartılıp türkiyeye getirilmiş bir kutup ayısı gibi şezlonglardan birine devrilirsiniz :) sabah kahvaltılarında 100 çeşit peynir , 10 çeşit salam jambon , tereyağ , bal , kaymak derken içitiğiniz portakal suyu ile 10000 kalorilik kahvaltıyla normal bir insan olsanız 3 gün 3 gece acıkmazsınız :) Öğlenleri sıcağın altında et çeşitleri , patates graten , makarnalar , pilavlar havada uçuşmaya başlayınca , her gece yatağınıza yatıp :
- Allahım bu gece de patlamadan yatağımıza ulaştık :))) diye şükretmeye başlarsınız ...
Ama sonuçta hayat yine yarın kaldığı yerden yaşanmaya devam edeceğinden günlük ortalama 25000 kalori alan bu rehber arkadaşlar ( 1.5 saat koşu bandında tempolu koşan sağlıklı bir insan ortalama 700-800 kalori verebilmekte ( 25000/800 o gün yediklerini yakabilmesi için bir günün 47,5 saat olması ve hiç durmadan koşması gerekmektedir :))) 5 gün üstüste rosto ve safranlı pilav yiyen birinin kendini Antalya ARŞİDÜKÜ zannetmesi de normal bir sonuçtur :) ( benim bir sürü böyle arkadaşım var :))) Hatta bir ara otellerde yaşayan ARŞİDÜKLER derneği kurma çabalarımız bile olmuştur :) İstanbul'a her dönüşümüzde halamız S. Sevgi ARMUTLU beni dehşete kapılmış bir ifadeyle sizi karşılar ve aldığınız 10 kilonun sebeplerini irdelemeye başlar :
- Evladım senin troid bezlerin mi çalışmıyor acaba ?
- Belki de metabolizmanda bir problem var , hemen doktora gidiyoruz dediğinde nasıl söyleyebilirsiniz ki halanıza :)
- Halacığım ben Antalya ARŞİDÜKÜ oldum diye :))))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder