Evet ilk iki gün hep otellerde yaşananları anlatıktan sonra biraz da dışarılarda neler olmuş neler yaşanmış onlardan bahsedelim :))) Aslında herşey daha yolda otele varamadan başlıyordu bizim zamanımızda . Otobüs yolculuğu Bakırköy Regata'dan başlar , ikinci durak Fenerbahçe Stadı'ndan da yolcuları alınca Bodrum - Fethiye tarafına gidiyorsak , Bursa Varan'da ve Selçuk'ta 2 adet molayla , Antalya tarafına gidiyorsak Adapazarı ve Afyon 'da 2 adet molayla yolculuklarımızı tamamlıyor ve müşterilerimizi otellerine teslim ediyorduk :))) İşte bu molalarda bile hiç birşeye para ödemeyen biz rehber arkadaşlar , daha ARŞİDÜK olamadığımızdan , sadece DÜK olarak ağırlanıyorduk :))) Saat 02:00 civarında ulaştığımız mola yerlerinde Adapazarında isek HASAN'ın Yerinde , Bursa 'da isek Bursa Varan'da afiyetle tıkınıyorduk , Hasan'ın Yerinin İZMİR KÖFTESİ , Bursa Varan'ın tandırı meşhurdu o yıllarda :)) Self servis gidip istediğimiz yemekten istediğimiz kadar alabiliyor , sınırsız içecek hakkımızı da sınırları zorlayacak noktalara kadar tüketiyorduk :) O zamanlar otobüslerinin hangi mola yerlerinde duracağına rehberler karar verdiğinden ayrıca uğurlanırken , Adapazarında pişmaniye , sigara ve yeni çıkan 1-2 kasetle ödüllendiriliyor , Bursada kestane şekeri ve güncel dergiler alabiliyorduk ... İkinci duraklarımız ise Afyon veya Selçuk olduğundan , saat 06:00 civarında Afyonda Cumhuriyet veya İkbal tesislerinde duruyor , aynı kahvaltıda , sucuklu yumurta , ızgara sucuk ve sucuklu tost yiyor , bal , kaymak ve kızarmış ekmekle çatlamaya ramak kala otobüslerimize doğru emekleyerek dönüyorduk ... Selçukta sabaha karşı , normal insanlar gibi normal kahvaltılar ediyor ve dönüş yolculuğunda tekrar uğramak için sabırsızlanıyorduk . Çünkü Selçuk'ta çöpşiş meşhurdu ve sabah kahvaltısında çöpşiş yemek gerçekten ayıp olurdu :) Afyondan 2 kangal sucuk , her çeşit lokum dolu hediye torbalarımızla , Selçuktan sigara , dergi ve kasetli torbalarımızla uğurlandıktan sonra ertesi sabah dönüş yolunda yine onları tercih etmemiz gerektiği bize hatırlatılıp , dönüşte orada neyi beğenmişsek , biz gelmeden 10 dakika önce hazırlatılacağı yalanı , bıkmadan , usanmadan her sefer bizlere söylenmiştir . Gördüğünüz gibi benim yaşadıklarıma göre 160 kiloya çıkmam aslında çok da büyük bir mucize değilmiş :)))) Dönüş yolunda Selçuk size bir çöp şiş yedirir , tüm rehberlere ve otobüs şöförlerine artık 5 - 6 porsiyodan az olmamak üzere servis yapılır , önünüzde bir çöpşiş tepesiyle yarım saat cebelleşmek zorunda kalırsınız , masaya ilk servis yapıldığında aynı masada karşınızda oturanın yüzünü göremediğinizden yanınızdaki ile muhabbet edersiniz , Önünüzdeki tepeyi yedikçe , karşınızdakinin suratı belirmeye başlar ama tabaktakiler bitince zaten konuşmaya mecaliniz kalmadığından , siz yine emekliyerek otobüsünüzün yanına gidersiniz :)))
Bir yaz sezonu boyunca her hafta 300 - 350 yeni müşteriyi size gönderen acentanız , sizden onları hem gezdirmenizi , hem eğlendirmenizi bekler ... Olur eğlendiririz , gezdiririz dediğinizde bu sefer günlük turlara çıktığınız yerlerde bazı restaurantlarla anlaşmanız ve gerekli grup indirimlerini almanız gerekir :))) Sezon başında boş bir gününüzde güzergahlarınızın üzerinde restaurantlara tek tek uğrar ve fiyat alırsınız ... Rehber olduğunuzu öğrenen restaurant sahibi size onu seçmeniz için bir masa donatır , aklınız oynar ( fazla çeşit karıştırırsanız bir iki günde bağırsaklarınız oynar , dikkat etmek lazım :))) böyle iki üç restaurant dolaşınca otele döndüğünüzde sizi elinizde 6'lı sodayla gören otel personelinin kaşı gözü oynar , şişmiş bir karınla odanıza çekilir , her 15 dakika da bir tuvalete gidebilirsiniz , dikkat etmek lazım :))) Aqua Parka götürürsünüz müşterileri , size bir yemek fişi verir Antalya Dedeman 6 kişi yeseniz bitiremezsiniz :))) Sonuçta rehberlik güzel meslektir , UNUTAMAZSINIZ :))) Yarın normalde biraz zorlasak 40 gün 40 gece yazabileceğimiz Rehberlik Yıllarım yazı dizimizin son bölümü olacak Adaptasyon yazısı ile beraber olacağız .Sıdıkalar Sevgiler :)))
illaki bi yerden s.s.a. olucak :))))
YanıtlaSil